mobil menü

Sağlıklı Toprak Hareketi

Eti Burçak & WWF Raporlar

Covid-19 pandemisi, doğa ile kurduğumuz ilişkiyi yeniden düşünmemiz ve sürdürülebilir yeni bir düzeni nasıl inşa etmemiz gerektiği adına tarihi bir fırsat niteliği taşıyor. Doğal kaynaklarımızı büyük bir hızla ve hoyratça tüketiyoruz. Ancak unutmamalıyız ki yaşadığımız bu kaotik ortamda çaresiz değiliz.  Yenilenebilir kaynakların sürdürülebilirliğine dair çözümleri hayata geçirerek dünyamızı ve geleceğimizi korumak mümkün.

Sahip olduğu önemli rol henüz hak ettiği kadar değerlendirilmemiş olsa da, iklim krizi ile mücadele için en önemli araçlardan birisini “toprak”tır. Tarım toprakları, gıda güvenliği ve insan sağlığı açısından en az hava ve su kadar kritik bir değere sahip bulunuyor.

Ancak binlerce yıldır tarım yapılan bu topraklarda özellikle endüstriyel tarımla birlikte uygulanan kimi yanlış yöntemler ve kullanılan kimyasal girdiler, toprağın bereketini, sağlığını yitirmesine neden oldu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kaynaklarına göre, gezegenimiz üzerindeki toprakların üçte biri, sürdürülebilir bir şekilde gıda üretemeyecek şekilde tahribata uğramış durumda. Dünya üzerinde sürdürülebilir tarım topraklarının sadece 60 yılı kaldı! Tarıma elverişli arazilerde gerçekleşen toprak kaybının maliyeti yıllık toplam 400 milyar ABD dolarına ulaştı. Tarım yapılan arazilerdeki üst toprağı, kendini yenilemesinden 10 ile 40 kat daha hızlı bir şekilde kaybediyoruz. 

Ülkemizde ise binyıllardan beri toprak koruma yöntemleri uygulanmaksızın kullanılan tarım topraklarımızın %88’i sağlıksız! Yaygın olarak uygulanan toprak işleme yöntemleri; toprağın kalitesini azaltarak fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliğini yitirmesine ve verimliliğin düşmesine neden oluyor.

Oysa toprağı korumak ve iyileştirmeye yönelik yenilikçi yaklaşımlarla topraklarımızın yeniden canlanmasını sağlamak ve karbonu toprağa bağlayarak iklim değişikliği ile mücadele etmek mümkün. Ülkemizde, 90’lı yıllardan beri özellikle buğday üretiminde kullanılan toprak işlemesiz doğrudan ekim yöntemi gibi koruyucu uygulamaların hızla yaygınlaşmasını sağlamak bizim elimizde.

Bu amaçla; ülkemizin yenilenebilir kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanımını sağlayarak insanın doğa ile uyum içinde yaşadığı bir geleceği inşa etmek için Eti Burçak ve WWF-Türkiye 13 yıldır,  buğdayın doğal yaşam ile ilişkisinin ve gıda güvencesi açısından öneminin daha iyi bilinmesine, doğal kaynaklarımızın korunmasını amaçlayan pek çok projeye birlikte imza attı. 

Şimdi ise toprağımızın sağlığını ve bereketini korumak için Sağlıklı Toprak Hareketi başlıyor.

Sağlıklı Toprak Hareketi ile, ülkemizin tarım yapılan topraklarının kalite ve verimden ödün vermeden korunmasına ve iyileştirilmesine katkı sağlamayı ve bu konuda toplumda farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. 

Çiftçilerimizin toprak koruma yöntemlerini öğrenmelerini sağlamayı ve uygulamaları için teşvik etmek için; proje faaliyetlerimiz öncelikli olarak Eti’nin sözleşmeli tarım faaliyetlerini yürüttüğü Eskişehir’de başladı. Çiftçilerimize işlemesiz tarım tanıtıldı. İki önder çiftçinin tarlasında daha önce hasat edilmiş toprak üstündeki anıza buğday ekimi yapıldı. Anızın yakılması ya da toprağa gömülmesi yerine, bitki örtüsünün tarlada bırakılması ve bir sonraki üretim sezonunun başında tarlayı sürmeden, toprağı işlemeden tohumun toprağa direkt ekimi gerçekleştirildi. 

2022’de pilot uygulamalarımız ve bu uygulamalardan edindiğimiz bilginin yaygınlaştırılması devam ederken, Türkiye’de buğday tarım alanları için uygun toprak koruma yöntemleri raporlanacak. 2023-2024 pilot çalışmamızın sonuçlarını almaya başlarken bilginin yaygınlaşması için çalışmalar devam edecek. Üniversitelere yönelik yenilikçi toprak koruma yöntemlerini anlattığımız eğitim programımızı yaygınlaştıracağız.

Çiftçiler arasında yaygınlaştırmayı hedeflediğimiz bu yöntemle son derece önemli ve olumlu sonuçlar alınıyor: İşlemeli tarımda çiftçiler bir dekar buğday yetiştirmek için 6 litre mazot kullanırken, işlemesiz tarımda bu miktar 0,9 litre seviyesine inebiliyor. Böylece yakıt maliyeti dekar başına 402 TL’den 60’TL’ye iniyor. Toprak yüzeyinin tamamının her daim örtülü kalmasını hedefleyen doğrudan ekim, toprağın nemliliğini, organik maddesini, besin miktarını ve ürün verimini artırır; toprak işleme emeğini azaltarak emek maliyetini düşürüyor. Korunan ve iyileştirilen toprak nemliliği sayesinde tarla nadasa bırakılmadan da ürün bereketi artıyor.

Bu proje kapsamında bizler gezegenimizin iyiliği, topraklarımızın sağlığı için, tek sağlık bakış açısı ile özel sektör, kamu, sivil toplum birlikteliği ile harekete geçtik. 

Toprağımızın geleceğimizi birlikte koruyalım!

Toprağımızın sağlığını korumak, geleceğimizi korumak demek. Biz, çiftçilerimizle birlikte toprağı koruma yöntemlerini uyguluyoruz. Siz de #sağlıklıtoprakhareketi etiketi ile yapacağınız paylaşımlarla toprağımızın sesini duyurabilir, farkındalık yaratarak onu korumamıza destek olabilirsiniz.

Türkiye'de Tarım Topraklarının Dünü Bugünü Geleceği dökümanını indirmek için tıklayınız

Eti Burçak & WWF


Paylaş